Üye Girişi
0

Kadınlar Erkeklerden Daha mı Fazla Konuşuyor?

YKS, LGS, SAĞLIK 05.05.2025
Kadınlar Erkeklerden Daha mı Fazla Konuşuyor?
Kadınlar Erkeklerden Daha mı Fazla Konuşuyor?

Kadınların erkeklerden çok daha konuşkan olduğu yönündeki klişe pek çok kültürde yer etmiş durumda. Ancak 2007 yılında Arizona Üniversitesi’nde yapılan ve oldukça dikkat çeken bir araştırmada, kadınların ve erkeklerin günlük konuşma miktarları arasında belirgin bir fark bulunmadığı ortaya konmuştu: Her iki cinsiyet de günde ortalama 16.000 kelime civarında konuşuyordu. Bu sonuç, yaygın inanışı sorgulatmıştı.

Ancak, o araştırmayı temel alan ve daha geniş kapsamlı yeni bir çalışma, kadınların erkeklerden daha konuşkan olabileceğini; fakat bunun yaşamın yalnızca belirli bir döneminde geçerli olduğunu gösteriyor.

Araştırmanın eş başyazarı ve Arizona Üniversitesi’nde klinik psikoloji alanında doktora yapan Colin Tidwell, “Kadınların erkeklerden daha çok konuştuğu fikri kültürler arası bir inanç. Biz de bu düşüncenin bilimsel verilere dayanıp dayanmadığını görmek istedik,” diyor.

Yeni çalışmada, 25 ila 65 yaşları arasında olan kadınların, erkek yaşıtlarına kıyasla günde ortalama 3.000 kelime daha fazla konuştukları tespit edildi. Buna karşın, 10-17 yaş aralığındaki gençlerde, 18-24 yaş grubundaki genç yetişkinlerde ve 65 yaş üzerindeki bireylerde anlamlı bir cinsiyet farkı görülmedi.

Araştırmacılar ayrıca, genel olarak insanların daha az konuşur hale geldiğini de belirledi. Bunun nedeninin dijital iletişim araçlarının yaygınlaşması olabileceği düşünülüyor. Çalışmanın bulguları Journal of Personality and Social Psychology adlı dergide yayımlandı.

Konunun yeniden ele alınması

2007’de psikolog Matthias Mehl, kadınların daha çok konuştuğu yönündeki inancı test etmek için bir çalışma yürütmüştü. EAR (Elektronik Olarak Etkinleşen Kaydedici) adlı cihazla donatılmış 500 kişinin rastgele zamanlardaki konuşmalarını kaydetmiş ve analiz etmişti. Sonuçta, günlük kelime sayısı bakımından kadın ve erkekler arasında büyük bir fark olmadığı bulunmuştu. Ancak bu çalışmada katılımcıların çoğunun üniversite çağında ve aynı şehirde (Austin, Teksas) yaşaması, sonuçların genellenebilirliği konusunda bazı eleştirilere yol açmıştı.

Bu ilk çalışmadan yaklaşık 18 yıl sonra, Mehl ve diğer araştırmacılar bu verileri daha geniş bir örneklemle tekrar test etti. Dört ülkede yürütülen 22 ayrı çalışmada, 10 ile 94 yaşları arasında 2.197 bireyden toplanan 630.000 EAR kaydı incelendi. Bu, ilk çalışmanın yaklaşık dört katı büyüklüğünde bir örneklem anlamına geliyor. (Araştırmaya katkı sağlayanlar arasında Tidwell, doktora sonrası araştırmacı Valeria Pfeifer ve önce Arizona Üniversitesi’nde görev yapan Alexander Danvers da bulunuyor.)

Araştırmada, yalnızca bir yaş aralığında cinsiyete dayalı belirgin bir fark görüldü: 25-64 yaş arasındaki bireyler. Bu gruptaki kadınlar günde ortalama 21.845 kelimeyle, erkeklerin 18.570 kelimesinden oldukça fazlasını kullanıyor.

Kadınların bu yaş grubunda neden daha fazla konuştuğu tam olarak bilinmese de, araştırmacılar bu dönemin genellikle çocuk yetiştirme yıllarına denk geldiğini ve kadınların çocuklarla daha çok etkileşim kurmalarının konuşma miktarını artırabileceğini düşünüyor.

Çalışmanın kıdemli yazarı Prof. Mehl, “Cinsiyete bağlı bakım rolleri, gözlemlediğimiz farkı açıklayabilir. Eğer temel neden biyolojik faktörler olsaydı, genç yetişkinlikte de belirgin bir cinsiyet farkı olurdu. Eğer kültürel kuşak farklılıkları etkili olsaydı, yaşlı bireylerde kademeli bir fark beklerdik. Ancak bu durumların hiçbiri gözlemlenmedi,” diyor.

Genel olarak daha az konuşuyoruz

Kadınlar bazı dönemlerde erkeklerden daha fazla konuşsa da, Mehl her iki cinsiyet içinde bireysel farklılıkların çok büyük olduğunu vurguluyor. Örneğin çalışmada en az konuşan kişi (bir erkek) günde yalnızca yaklaşık 100 kelime ederken, en çok konuşan kişi (yine bir erkek) 120.000 kelimeyi aşmış.

“İnsanlar olarak bireysel düzeyde cinsiyetten çok daha fazla farklılık gösteriyoruz,” diyor Mehl.

Çalışmanın genel verileri, yaş veya cinsiyetten bağımsız olarak konuşma miktarının zamanla azaldığını da ortaya koyuyor. 2005-2018 yılları arasında toplanan verilerde, günlük ortalama kelime sayısı 16.000’den 13.000’e kadar düşmüş.

Araştırmanın eş başyazarı Pfeifer, “Yıl bazında verileri incelediğimizde, her yıl ortalama 300 kelime azaldığını gördük,” diyor.

Bu düşüşün nedenine dair kesin bir yargıya varılamasa da, Mehl bunu dijital iletişim araçlarının artışıyla ilişkilendiriyor. Ayrıca, konuşma süresinin sağlıkla nasıl bağlantılı olabileceğini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Bu amaçla, bir tür sosyal “Fitbit” olan ve kişilerin ne kadar süreyle sohbet ettiğini kaydeden “SosyalBit” adlı cihazın geliştirilmesine katkı sağlıyor. Cihaz, ortam sesinin konuşma içerip içermediğini tespit eden bir algoritma kullanıyor.

“Ne kadar uyumamız ya da egzersiz yapmamız gerektiğini biliyoruz; ancak sosyal etkileşimin ideal düzeyine dair bir bilgimiz yok. Oysa sosyal temasın sağlıkla bağı, fiziksel aktivite ve uyku kadar güçlü,” diyor Mehl. “Sosyalleşmek sadece bir başka sağlık davranışı.”
Kaynakça: Alexis Blue/Arizona Üniversitesi.